KİTAP
31 Mart 2016

PERŞEMBE BEŞLİSİ

Perşembe beşlisi

Kent, kimin için?

İnsanlık tarihinde ilk kez şehirlerde yaşayanların sayısı kırsal kesimde yaşayanları katbekat geride bırakırken, şehirlerdeki mücadele ve sorunlar da dünya tarihinde görülmemiş ölçüde öne çıkmıştır. Henri Lefebvre’in Şehir Hakkı da yayımlandığı 1968’den bu yana giderek öne çıkan bir mücadelenin temel sloganına ve fikrine dönüşmüştür.

Derinlikli çalışmasının bu birinci kitabında, kent adı altında oluşan yeni gerçekliğin sanayi şehrinin sonu, çeperler ve banliyöler halinde parçalanması anlamına geldiğini gösteren Lefebvre, şehir mekânının kapitalist üretimini kullanım değerinden ziyade mübadele değerinin belirlediğini, dolayısıyla sermaye ve mülk sahibi olmayan, mekânların mübadele değeri üzerinden kâr sağlayamayan sınıfların şehir üzerinde söz hakkını yitirdiğini de ortaya koyar.

Şehri yeniden-üreten siyasi ve iktisadi süreçlere kolektif müdahalelerle şehir hakkının şehirli mülksüzlerce yeniden ele geçirilmesi gibi temel bir politik mücadele ekseninin doğmuş olduğu günümüzde, yaşam alanlarına sahip çıkma mücadelesi veren dünya halklarının temel sloganına dönüşmüş “adil ve yaşanılası bir kent hakkı” antikapitalist mücadelenin ana eksenlerinden biri haline gelmiştir. Bu mücadeleyle doğrudan ya da dolaylı ilişkide bulunan herkesin, siyasetten sosyolojiye, sanattan felsefeye ve bilime dek her alanın düşünür ve aktivistlerinin dönüp dolaşıp geleceği referans metinlerden biri olmuştur Şehir Hakkı.

Düşünce tarihinde şehir algısını değiştirmiş, yeni bir bilinçlenme yaratmış öncü düşünürlerden biri olarak yerini alan Lefebvre’in bu esinleyici ve kurucu metni, şehir hakkı, kentsel yaşam hakkı, yeni bir hümanizma ve demokrasi tasarımlarının odağında yer almayı hak eden temel bir eser.

Şehir Hakkı, Henri Lefebvre, Sel, 167 sayfa

Yarın Nasıl Bir Gün Olacaksın?

Günlük diye tuttuğum bu notlar, günlük olmaktan ne kadar uzak. O kadar az şeyi yazabiliyorum ki bu defterin sarı, kaba sayfalarına. Yazmamam gereken ne kadar çok şey var. Ve asıl önemlisi, bu defteri bana bırakacaklar mı? Nasıl çıkaracağım dışarıya?

Erdal Öz’ün 1956-1998 yılları arasında, aralıklarla tuttuğu günlükleri yayımlıyoruz: Yarın, Nasıl Bir Gün Olacaksın? Erdal Öz, 50’li yılların ortalarında, yirmili yaşlarının başlarında tutkulu bir gençtir; durmadan okur, kendi kuşağından arkadaşlarıyla birlikte “yeni” bir edebiyat dilinin peşine düşer. 70’lerde edebiyat tutkusuna devrimci düşünceler eklenir, sahibi olduğu Sergi Kitabevi’nin paket kâğıtlarına yazdığı alıntılar gerekçe gösterilerek tutuklanır, günlüklerini küçük kâğıtlara yazar. 90’lı yıllarda artık ünlü bir yazar ve yayıncıdır. Ülkesinin sorunlarıyla ilgilenmekten de, edebiyat tutkusundan da hiç taviz vermemiş bir yazar…

Günlükler, Erdal Öz, Can Yayınları, 432 sayfa

Kâğıttan bir dünya

Hannah Arendt sahaya inen bir düşünür, inine kapanıp oturmuyor. Küçük tiyatrosunda da sahneye çıkmak düşünmek, düşünmekse eylemde bulunmak demek. Oysa masa başında çalışan adamların tek bir fikri var: Kâğıttan bir dünya kurmak…

Metis’in “Küçük Filozoflar Dizisi”, 9-14 yaş çocukları için filozofların hikâyelerini anlatan çok güzel resimlenmiş kitaplardan oluşuyor. Hannah Arendt’in Küçük Tiyatrosu dizinin yirmi birinci kitabı.

Hannah Arendt’in Küçük Tiyatrosu, Marion Muller, Resimler: Clémence Pollet, Çeviri: Nesrin Demiryontan, Metis, 64 sayfa

“Beraber büyüyebiliriz”

Mercan Yurdakuler Uluengin temizlik konusunda annelikle başlayan farkındalık süreciyle gelişen yolunda edindiği birikimi bu kitapta bir araya getiriyor. Malzemeler, tarifler, pratik uygulamalar ve bu yolda başvurabileceğiniz adresler bir arada. Zehirsiz Ev yıllar içinde biriken bilgilerin, büyükannelerimizden kalma saf tariflerin günümüzdeki karşılığı. Yazar öğrendiklerini bu alanda kulak verilebilecek herkesin adresini göstererek, dahası “Beraber büyüyebiliriz” diyerek anlatıyor. Mercan Yurdakuler Uluengin asırlık bir çınarın kırılmış dalını aynı ağacın hemen dibine, büyüdüğü o verimli toprağa tekrar dikiyor. Onun orada tekrar filizleneceğine, ait olduğu ağacın köküyle buluşacağına olan inancı tam. Diktikten sonra ilk cansuyunu verdiği o dalı koruyup kollamaya var mısınız?

Zehirsiz Ev, Mercan Uluengin, Modus, 137 sayfa

İki yazar arasında tekinsiz bir oyun

Hint asıllı Mamoon Azam İngiltere’nin saygı duyulan, şöhretli yazarlarından biridir. Fakat yetmişli yaşları gelip çattığında kitap satışları giderek düşmeye başlamış, ismi unutulmaya yüz tutmuştur. Bir taşra kasabasında gözlerden uzak, sakin bir hayat yaşamaya karar kılmış olsa da pahalı zevkleri olan ikinci karısının başka planları vardır. Yayıncısı, yazarın kariyerini yeniden canlandırmak için son bir girişimle genç bir yazarı kışkırtıcı bir biyografisini yazmakla görevlendirdiğinde Azam’ın, geçmişinin gün yüzüne çıkarılmasına istemeyerek de olsa boyun eğmekten başka çaresi kalmamıştır. Bundan sonrası ketum, kibirli, müstehzi ve başkalarını çıkarlarına alet eden bir edebiyat dehası ile geleceğinin bu biyografiye bağlı olduğunu düşünen, hırslı, gözü kara bir genç yazar arasında son sözü kimin söyleyeceğinin son ana kadar bilinmediği tekinsiz bir oyuna dönüşür.

Varoşların Buda’sı ile Whitbread Ödülü’nü kazanan, En İyi Özgün Senaryo dalında (Benim Güzel Çamaşırhanem) Akademi Ödülü’ne aday olan Hanif Kureishi’nin son romanı Son Söz, gerçekçi ve zeki kurgusuyla hem eğlendirici hem de dokunaklı olmayı başarıyor. Gerçek hayattaki kişi ve olaylara göz kırpan bu muzip öykü Kureishi külliyatındaki yerini alıyor.

Son Söz, Hanif Kureishi, Çeviren: Ahmet Ergenç, Everest, 296 sayfa
Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim