KİTAP
22 December 2016

PERŞEMBE BEŞLİSİ

Perşembe Beşlisi

Perşembe beşlisinde bu hafta beş önemli karakteri ağırlıyoruz. Geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Leonard Cohen, Nobel Fizik ödüllü Richard Feynman, yine geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Mithat Alam, Emre Kongar ve sanatın dâhi çocuğu Dali!

I’m Your Man
Leonard Cohen’in Hayatı

Leonard Cohen ilk şiir kitabı yayımlandığında sadece 22 yaşındaydı; ilk albümünü ise tam 33 yaşında çıkardı ve 82 yaşına kadar üretmeye devam etti. İnançlı bir Yahudi’ydi, iflah olmaz bir çapkındı, beş yılını bir manastırda geçiren bir Budist keşişiydi. Montreal’de, Los Angeles’ta, Londra’da, Ege denizindeki Hydra adasında, Hindistan’da, New York’ta yaşamış bir dünya vatandaşıydı; vatansızdı ama hep Kanadalıydı. I’m Your Man, Cohen’in bu yönleriyle beraber pek bilinmeyen hikâyelerini de ayrıntılarıyla anlatıyor: Küba’yı, Scientology’yi, at sırtında sahneye çıktığı Fransa konserini…

Sylvie Simmons’ın hazırladığı bu kapsamlı biyografi, Cohen’in kitaplarını okumuş, albümlerini dinlemiş, konserini izlemiş şanslı kesimdenseniz sizi eski bir dostla buluşturacak. Henüz onunla tanışmadıysanız, çok yakın bir dost edineceksiniz.

Kibar bir adam o, eskilerin tavrına sahip ve zarif… Eğilerek selam veriyor tanışırken, ayağa kalkıyor sizi geçirirken. Rahatınıza özen gösteriyor ama hiç dem vurmuyor kendi rahatsızlığından. Muammalı bir şeyler var konuşma tarzında; şarkı söylerken olduğu gibi. Mahrem bir sırrı ifşa ediyor sanki. Sade bir adam; hiçbir aşırılığı yok. Derli toplu. “Üniforma giyse zorlanmaz,” diye düşünüyor insan. Şu an takım elbise var üstünde. Koyu renkli, ince çizgili ve kruvaze. Terzi elinden çıkma değil de hazır giyimse bile, hiç öyle durmuyor.

“Tatlım,” diyor Leonard, “takım elbiseyle doğmuşum ben.”

Slyvie Simmons, “I’m Your Man Leonard Cohen’in Hayatı”, Çeviren Duygu Akın, Kara Plak Yayınları, İstanbul, Aralık 2016, 448 sayfa

Güzel Dediniz Bay Feynman

“Bilmeden nasıl yaşayabiliyorsun? diye soranlar çıkar arada. Ne demek istediklerini hiç anlamamışımdır. Ben her zaman bilmeden yaşarım. Orası kolay. Benim asıl bilmek istediğim, nasıl bilir hale geldiğimiz.”

Bilime ve bilmeye dair muazzam bir tutku ve bu tutkuyu elle tutulabilir hale getiren bir anlatma becerisi: Nobel Fizik Ödülü sahibi Richard Feynman’ı benzersiz yapan buydu. Bünyesini sarmış merakın, dinleyen herkese bulaşmasını sağlayan bir ifade yeteneği.

Güzel Dediniz Bay Feynman, 20. yüzyılın en önemli şahsiyetlerinden birinin sadece bilime dair değil, sanattan çocukluğa, doğadan hayal gücüne, dinden politikaya pek çok alandaki zekâ ve mizah yüklü sözlerini bir araya topluyor. Kızı Michelle Feynman tarafından derlenen ve giriş yazılarını ünlü fizikçi Brian Cox ile çellist Yo-Yo Ma’nın kaleme aldığı bu kitap, bir dâhinin dünyaya benzersiz bakış biçimini ortaya koyan küçük bir hazine sandığı.

“Birinci ilke, kendinizi kandırmamanız gerektiğidir – ve en kolay kandırabileceğiniz kişi de yine kendinizsinizdir.”

Michelle Feynman, “Güzel Dediniz Bay Feynman”, Çeviren Zeynep Arık Tozar, Domingo Yayınevi, İstanbul, Aralık 2016, 422 sayfa

Mithat Alam
Sinemayı Seven Adam

“Son senelerin en önemli Japon yönetmeni olarak kabul edilen Koreeda Hirokazu’nun ‘After Life’ diye bir filmi var. Bu film bence en iyi filmlerinden bir tanesi değil ama teması çok enteresan. Bence daha iyi yapılabilir ve bir başyapıt olabilirdi. Ölümden sonra kişiler araf olarak kabul edebileceğimiz bir yere geliyorlar. Ve orada herkese yanlarında götürebilecekleri tek bir hatırayı seçme hakkı veriliyor. Seçtikleri anıları artık sonsuza kadar onlarla olacak; onu hep hatırlayacaklar, bilecekler, yaşayacaklar.”

Sinemayı Seven Adam, Mithat Alam’ın şahsi hikâyesiyle beraber Boğaziçi Üniversitesi’nde kurduğu film merkezinin de hikâyesini, üstelik birinci ağızdan aktarıyor. Umut Barış Dönmez’in hazırladığı ve yürüttüğü söyleşiyle şekillenen kitapta, Mithat Alam sevmediği iş yaşamından kopup sevdiği sinemaya dair meşgalelere nasıl “bulaştığı”nı zevkle anlatıyor. Bir yandan filmler ve yönetmenler, oyuncular hakkında muazzam bir sohbete tanıklık ederken diğer yandan sinema tarihine, Mithat Alam Film Merkezi’nin kuruluşu ve gelişimine, Film Merkezi’nde yapılan işlere, Merkez’den yetişen sinemacılara uzanan kapsamlı bir dökümün sunulmasına da şahit oluyoruz.

Sinemayı Seven Adam sadece bir insanın hikâyesini anlatmıyor; insanların yaptıkları “iyi” işlerle kendi hayatlarını olduğu kadar başkalarının hayatlarını da nasıl zenginleştirdiğini gösteriyor…

Umut Barış Dönmez, “Mithat Alam Sinemayı Seven Adam”, İletişim Yayınları, İstanbul, Kasım 2016, 392 sayfa

Yazarlar, Eleştiriler, Anılar

“Şanslı bir çocuktum.

Daha ilkokul çağındayken, Yahya Kemal’in sofrasına oturmuş, lafa bile karışmıştım…

Çünkü Çarşıkapı’daki evimiz dardı; Yahya Kemal ve babamın arkadaşları yemeğe geldiğinde, misafir odası ile salon-salamanje biçiminde olan bizim yattığımız oda, aradaki buzlu camlı kapı kaldırılarak öteki odayla birleştirilir, bizim yataklar kalkar, zorunlu olarak ağabeyimle sofrada yerimizi alırdık.”

Emre Kongar, sanat ve edebiyat çevreleriyle çocukluğundan beri içiçe yaşama şansına sahip olmuş bir yazar ve bilim adamı olarak tanıklıklarını yazıyor:

Yahya Kemal’in çocukluğu ve İstiklal Savaşı yazıları
Attilâ İlhan ve Troçkizm
Melih Cevdet’in bilinmeyen dizeleri
Ömer Seyfettin ve İttihatçılar
Aziz Nesin ve Aydınlar Dilekçesi
Halikarnas Balıkçısı ve Anadolu tanrıları
Tahiriler-Eyyubiler tartışması
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın son söyleşisi
Hilmi Yavuz, Orhan Pamuk’u eleştiriyor
Orhan Pamuk ve Ilımlı İslam
Elif Şafak-Adalet Ağaoğlu polemiği
Hocaefendi’nin Sandukası’ndaki gizem!

Emre Kongar, “Yazarlar, Eleştiriler, Anılar”, Remzi Kitabevi, İstanbul, Ekim 2016, 160 sayfa

İşte Dalí

Bacon, Caravaggio, Cézanne, Dalí, Gaudi, Gauguin, Goya, Kandinsky, Leonardo da Vinci, Magritte, Matisse, Monet, Pollock, Rembrandt, Van Gogh, Warhol, Frank Lloyd Wright. Farklı ülkelerden, farklı akımlardan, sanat dünyasında iz bırakmış 17 sanatçı. Ödüllü çizerlerin kitaplara özel çizdikleri illüstrasyonlarla her biri kendi başına da bir sanat eseri adayı olan 17 kitap. hep kitap “İşte” dizisiyle sanatseverleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

Dünyanın en bilinen bıyıklarından birinin sahibi, genel kültür bilgisi olarak adı sayılan bir ressam… Ancak meraklı gözler için o bundan çok daha fazlası. Kendi olmakla gurur duyan, dikkat çekmek için elinden gelen her şeyi yapan, siyasi görüşleriyle kimi zaman sanat dünyasını öfkeden deliye döndüren, yaratıcılığıyla herkesi büyüleyen, kimilerine göre deli, kimilerine göre dâhi, kimilerine göre ukala. Sanatın bu uçarı çocuğunun pek de bilinmeyen hayatını merak edenler için karşınızda İşte Dalí.

Sanat tarihçisi Catherine Ingram ve bu kitaba özel çizimleri ile Andrew Rae, Dalí’nin her anıyla insanları şaşırtmayı başaran hayatını okuyucuyla buluşturuyor.

Catherine Ingram, “İşte Dalí”, Çeviren Ayşegül Gürsel Duyan, Hep Kitap, İstanbul, Aralık 2016, 80 sayfa
Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim