İSTANBUL
4 March 2016

VE PERDE!

Ve perde!

20. İstanbul Tiyatro Festivali, Türkiye’den ve yurtdışından çeşitli oyun, dans, performans ve yan etkinliklerden oluşan zengin bir programla tiyatroseverlerle buluşacak. Bu yıl yurt dışından 9, Türkiye’den 23 oyun, dans ve performanstan oluşan 32 gösteri ve zengin içerikli 18 yan etkinlik 25 farklı mekânda sanatseverlerle buluşacak. Festival programında yer alan 21 yerli yapımın Türkiye prömiyeri, uluslararası bir yapımın ise dünya prömiyeri gerçekleştirilecek. Festivalde yer alan yerli projelerin 9’u, uluslararası projelerin ise 4’ü Tiyatro Festivali’nin ortak yapımcılığında sahnelenecek.

İlk “Onur Ödülü” Metin Akpınar’ın
20. İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülleri, bu yıl da tiyatronun önemli isimlerine veriliyor. Festivalin ilk Onur Ödülü, amatör tiyatro hayatına 1957 yılında Yeşil Sahne’de başlayan Metin Akpınar’a veriliyor. Çalışmalarına 1962 yılında Milli Türk Talebe Birliği’nde devam eden Akpınar, aynı zamanda “Tiyatro Kolu” ve “Her Yer Tiyatro’dur Kampanyası”nda da yönetici olarak görev yaptı. 1964 yılında Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” adlı oyunuyla profesyonel olan sanatçı yine aynı tiyatroda “Hababam Sınıfı” oyununun ardından GEN-AR Tiyatrosu kurucuları arasında yer aldı. Türkiye’nin ilk “Kabare Tiyatrosu” olan Devekuşu’nun (1967) kurucu ortağı olan sanatçı aynı zamanda yöneticilik ve oyunculuk yaptı. Akpınar halen Haliç Üniversitesi ve Okan Üniversitesi konservatuar bölümlerinde “Tiyatro’da Kabare Tarihi” dersleri veriyor.

Şahika Tekand’a “Onur Ödülü”
Festivalin ikinci Onur Ödülü, 1984 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü Tiyatro Anasanat Dalı Oyunculuk Sanat Dalı’ndan mezun olan ve aynı dalda sanatta yeterlik ile doçentlik alan Şahika Tekand’a verildi. 1984’te tiyatro ve sinema oyunculuğuna başlayan ve üniversitede oyunculuk dersleri veren Tekand, 1988’de, Esat Tekand’la birlikte Studio adı altında oyunculuk stüdyosunu kurdu. 1984-1997 yılları arasında tiyatro çalışmaları ile birlikte sürdürdüğü sinema oyunculuğu kariyerini tümüyle terk ederek, bütün enerjisini tiyatro sanatına ve araştırmalarına verdi. 1990’da kendi tiyatro topluluğu Studio Oyuncuları’nı kuran sanatçı, insanı, canlı ve şimdiki zamanda olanı merkeze alarak çağın tiyatrosunun ne olması gerektiğini araştırarak “Performatif Sahneleme ve Oyunculuk Yöntemi” adı altında kendi yöntemini geliştirdi ve bu yöntemle eserler verdi. Tekand, bugüne dek kendi yazdığı yedi oyun da dahil olmak üzere tiyatro oyunları ve pek çok performans yönetti. Halen sanatsal faaliyetini Studio Oyuncuları’nda sürdüren Tekand, oyunculuk stüdyosunda oyuncu ve yönetmenler yetiştirmenin yanı sıra çeşitli üniversitelerde dersler veriyor.

Son “Onur Ödülü” Almanya’ya
Festivalin son “Onur Ödülü” ise, Berliner Ensemble’a verilecek. 1949’da önemli tiyatro adamı Bertolt Brecht tarafından kurulan ve bugün çağdaş Alman tiyatrosunun tartışmasız en güçlü temsilcisi olan Berliner Ensemble topluluğunun repertuvarında Brecht’in yapıtlarının yanı sıra Shakespeare, Schiller ve Büchner gibi tiyatro tarihinin önde gelen yazarlarının eserleri de yer alıyor. Dünyanın en önemli tiyatro topluluklarından Berliner Ensemble ile çalışan dünya çapındaki yönetmenler arasında Heiner Müller, Peter Stein, Luc Bondy, Claus Peymann ve Robert Wilson gibi isimler bulunuyor. Topluluğa ödülü, Mayıs ayında takdim edilecek.

20. İstanbul Tiyatro Festivali programında Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsviçre, İran, Kanada ve Portekiz’den 9 uluslararası yapım yer alıyor. Bu eserlerin 4’ü İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımcılığında gerçekleştiriliyor.

Ünlü yönetmen Guy Cassiers’in yeni oyunu festivalde
Ünlü yönetmen Guy Cassiers ve dramaturg Erwin Jans tarafından Jonathan Littell’in aynı adlı kitabından tiyatroya uyarlanan Merhametliler (The Kindly Ones), II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan soykırımı, bir SS subayı olan Max Aue’nin gözünden anlatıyor. Dönemin Almanya’sının, sadece canavarlar ve sapkınlarla değil, aynı zamanda Nazizmin etrafında toplu bir deliliğe doğru ilerleyen sıradan insanlarla dolu olduğunu gösteren oyunda izleyici, failin düşünüş biçiminin içine sokuluyor ve onunla huzursuz edici bir empati kurması sağlanıyor. Reji ve dramaturjisiyle olduğu kadar, sahne, kostüm ve müzik tasarımıyla da oldukça dikkat çekecek bir yapım olan Merhametliler (The Kindly Ones), Toneelgroep Amsterdam tarafından 6, 7 ve 8 Mayıs tarihlerinde Uniq İstanbul işbirliğiyle Uniq Hall, Uniq İstanbul’da sahnelenecek.

Orhan Pamuk’un eserinden bir uyarlama
Orhan Pamuk’un aynı adlı film senaryosundan Mesut Arslan tarafından tiyatroya uyarlanan Gizli Yüz (Secret Face), kimlik üzerine kurulmuş, günümüzde geçen bir peri masalı. Oyun, genç bir fotoğrafçıyla hoş, esrarengiz bir kadının farklı şehirlerde düş ve gerçeğin sınırında dolanmasını anlatıyor. Erki De Vries’in yaratıcı ışık koreografisi, Mesut Arslan’ın güçlü uyarlaması ve yönetmenliğiyle birleşerek oyunda izleyiciye farklı bir deneyim sunulacak. İstanbul Tiyatro Festivali’nin de ortak yapımcılığını üstlendiği Gizli Yüz (Secret Face), 6,7 ve 8 Mayıs’ta Moda Sahnesi’nde olacak.

Son yılların dikkat çeken yönetmeni Milo Rau festivalde
Çalışmalarının tamamı Avrupa’daki birçok önemli ve büyük festivalde yer alan, son yılların dikkat çeken yönetmeni Milo Rau, Nefret Radyosu (Hate Radio) projesiyle İstanbul Tiyatro Festivali’nde. Nefret Radyosu (Hate Radio), 1994’te Ruanda’da Tutsilere yönelik soykırımın kışkırtıcısı, ırkçı bir radyo kanalı olan RTLM’yi (Radio-Télévision Libre des Mille Collines) aslına sadık kalarak kurgulanmış bir arka planla tekrar yayına alıyor. Oyun, aslına uygun olarak yapılan bir radyo stüdyosunda, seyirciyi ırkçı bir zihniyetin yol açabilecekleriyle yüzleştiriyor. Nefret Radyosu (Hate Radio), 14 ve 15 Mayıs’ta Zorlu PSM işbirliğiyle Zorlu PSM Stüdyo’da sahnelenecek.

İranlı kadınlardan çarpıcı bir oyun: Her Gün Biraz Daha
Yazar Mahin Sadri ve yönetmen Afsaneh Mahian, Her Gün Biraz Daha (Ham Havayi) adlı oyunda, daracık bir mutfakta günlük angaryalarıyla meşgul üç kadının ıstırap dolu öyküleri aracılığıyla İran’ın 1981’den (İran devriminden iki yıl sonra) 2013’e uzanan tarihinden bir kesit sunuyor. İran ve Fransa’da büyük beğeni toplayan, En İyi Özgün Metin, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yönetmen ödüllerini kucaklayan, Her Gün Biraz Daha (Ham Havayi), 17 ve 18 Mayıs’ta Uniq İstanbul işbirliğiyle Uniq Hall, Uniq İstanbul’da sahnelenecek.

Yazar Fernando Pessoa’nın hikâyesi Zululuzu oyununda
20. İstanbul Tiyatro Festivali’nde dünya prömiyeri gerçekleşecek Zululuzu, ülkemizde daha çok Huzursuzluğun Kitabı adlı eseriyle tanınan Portekiz edebiyatının önde gelen isimlerinden Fernando Pessoa’nın yaşamı ve yapıtlarından esinlenilerek tiyatro sahnesine taşınıyor. Fernando Pessoa’nın Güney Afrika yıllarıyla ilgili, spekülatif bir öykü kurmayı amaçlayan Zululuzu, André e. Teodósio, Cláudia Jardim, José Maria Vieira Mendes, Pedro Zegre Penim tarafından yazılıp yönetiliyor

Shakespeare oyunlarındaki bütün ölümleri dört “clown” sahneliyor
Shakespeare’in Bütün Ölümleri (The Complete Deaths) oyununda Shakespeare oyunlarında, sahne üzerinde gerçekleşen yetmiş beş ölüm İngiltere’nin ‘en yetenekli dört clown’u olan Spymonkey topluluğu tarafından canlandırılıyor. Oyuncular, “bütün ölümleri” bazen uzatarak, bazen altını üstüne getirerek, bazen dokunaklı, bazen müzikal ve her daim deli dolu bir şekilde aktarıyor. Ölümünün 400. yılında Shakespeare’e ağırbaşlı, kasvetli ve hayli komik bir saygı duruşu niteliğindeki oyunu Tim Crouch yönetiyor. Shakespeare’in Bütün Ölümleri, 24, 25 ve 26 Mayıs’ta British Council İstanbul sponsorluğunda Moda Sahnesi’nde olacak.

Türkiye’deki halk danslarından esinlenen bir yapıt: “gerçek hayattan alınmıştır”
Christian Rizzo’nun 2004 yılında İstanbul’da bir festivalde izlediği bir halk dansının anılarından esinlenerek yarattığı “gerçek hayattan alınmıştır” (d’après une histoire vraie), eril Türk halk danslarının kendisinde uyandırdığı duygular üzerine kuruluyor. Rizzo, dansın toplumlarla nasıl bir ilişki kurduğunu ve hareketlerin insanları birbirine nasıl bağladığını inceliyor.

Robert Lepage’ın, müzik, büyü ve görsel imgelerle sahneyi dönüştürdüğü oyunu: “Needles and Opium”
Yönetmen, oyun yazarı ve oyuncu Robert Lepage, bir yanılsama gösterisini andıran çarpıcı bir görsellikle yarattığı “Needles and Opium”u ilk sahnelenişinden yirmi yıl sonra yeniden ele alıyor. Yeni bir sahne tasarımı, özgün görüntüler ve sahnedeki akrobat Cocteau’nun sözlerini, Marc Labrèche’in duyarlık dolu ve dâhiyane performansı tamamlıyor. Sonuçta ortaya adeta hipnotize edici efektlerle dolu bir yapım, bizi büyüleyen ve ışığa doğru götüren bir gece çıkıyor.

Çocuklar için bilimkurgu da içeren bir oyun: “Üç Yeşil Adam”
Yazar, video sanatçısı ve yönetmen Valérie Mréjen, “Üç Yeşil Adam”da (Trois Hommes Verts), bilimkurgu havasında bir aile masalı anlatıyor. Bir çocugun düşlerinin fantastik bir öyküye dönüştüğü oyunda, çocuğun hayalindeki karakterler basit malzemelerin çıkardığı seslerle canlanıyor. Hem büyüklerin hem de beş yaş ve üzerindeki tüm çocukların izleyebileceği bu sözsüz oyun, Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle, 28 Mayıs’ta Cevahir Sahnesi’nde olacak.

20. İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl Türkiye’den 23 oyun, dans ve performanstan oluşan programını sanatseverlerle buluşturuyor. Festival, 21 yerli yapımın Türkiye prömiyerine ev sahipliği yapıyor.

Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim