Michael Önder’in yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı filmi “Taksim Hold’em” 27 Nisan’da izleyiciyle buluştu. Kenan Ece, Damla Sönmez, Nezih Cihan Aksoy, Emre Yetim, Tansu Taşanlar, Berk Hakman gibi isimlerin rol aldığı “Taksim Hold’em”, kutuplaşmış bir toplumda birbirini taraf olmaya zorlayanlara dışarıdan bir gözle bakarken sunduğu kara komedi öğeleriyle de dikkat çekiyor.
İncelikle yazılmış karakterleri ve hikâyesiyle dikkat çeken “Taksim Hold’em”; herkesin, kendi inandığı doğrunun tartışılmaz olduğunu düşündüğü bir topluma dair eleştirilerini bazen sert, bazense mizahi bir dille ortaya koyuyor. Taksim’de bir evde düzenlenen bir poker partisi üzerinden insanlığa dair bir panorama sunan film zamandan, belli bir toplumdan ve coğrafyadan bağımsız bir eleştiri getiriyor.
Alper, bir Cumartesi akşamı nişanlısının ısrarlarına rağmen evlerinin yakınındaki protestoya katılmayı reddeder; lise arkadaşlarıyla haftalık pokerini oynamak istemektedir. Eve gelen arkadaşları ise oyuna başlamaktansa dışarıdaki eylemlere katılıp katılmamak üzerine hararetle tartışmaya başlarlar. Herkesin kendince bir doğrusu vardır ve kimse bundan taviz vermek istemez. Nihayet, Alper arkadaşlarını zar zor kalmaya ikna eder ama tam oyun başlarken sokakta arbede çıkar. Alper’in tüm itirazlarına rağmen arkadaşları evin kapısını açıp dışarıdaki insanların eve sığınmasına izin verirler. Alper olaylara karıştırılmak istemediği için bencillikle suçlanır. Yaşananların etkisiyle tartışmalar şiddetlenir. Herkes konuşur ancak kimse diğerini dinlemez. Tüm karakterler için doğrular mutlaktır ancak bu doğrular birbirinden farklıdır. Peki herkesin doğruları dokunulmazsa diyalog nasıl kurulur?
Michael Önder’in hem senaryosunu kaleme aldığı hem de yönetmen koltuğunda oturduğu “Taksim Hold’em”, dünya prömiyerini yaptığı 30. Tokyo Uluslararası Film Festivali’nde büyük beğeniyle karşılandı.
Jozef Erçevik Amado’nun yapımcı, Kaan Yazgan ve Timur Çambol’un ortak yapımcı olduğu Bluff Film yapımı “Taksim Hold’em”in görüntü yönetmenliğini Ersin Gök, sanat yönetmenliğini Tolga Coşkuntuna, editörlüğünü Taner Sarf üstleniyor. Ses tasarımını Umut Şenyol’un, müziklerini Steady Fingers’ın yaptığı filmin jenerik şarkısını ise Berk Hakman besteledi ve seslendirdi.