KİTAP
30 Haziran 2016

PERŞEMBE BEŞLİSİ

Perşembe Beşlisi

Bugünkü öneri listemizin en tepesine Pulitzer ödüllü Warrick’in Işid’in doğuşu ve yükselişiyle ilgili kitabını koyduk. Çizgi roman ve arkeoloji severlere Karakarga’dan bu hafta bir müjde var: Fırat Yaşa’nın yeni kitabı “Tepe” raflarda… Cemil Kavukçu’nun “Maviye Boyanmış Sular”ı ve Elvis Peeters’in mülteci sorununa odaklandığı “Sayısız” isimli kitabı haftanın ilgi çekenleri arasında… Son önerimiz çocuklarımız için… Jean Claude Grumberg’in “Çabuksığınlar” kitabı Yapı Kredi Kültür Yayınları’ndan çıktı! İyi okumalar.

Siyah Bayraklar
Işid’in Doğuşu ve Yükselişi

IŞİD’in anlaşılmaz çekim gücünü ve dehşet verici aşırılıklarını anlamaya çalışan herhangi biri için paha biçilmez, ufuk açıcı bir kitap.

Pulitzer ödüllü Joby Warrick’in kitabı The New York Times, The Washington Post ve People tarafından 2015’in en iyi ilk on kitabı arasında sayıldı.

“Warrick; Zerkavi’nin içki âlemi yapılan Ürdün sokaklarından çıkıp nasıl dünyanın en acımasız cihatçılarından biri haline geldiğini kayıt altına alıyor. IŞİD militanlarının, ideolojilerinden infaz videolarına, tutsaklarına ve giydikleri tulumların rengine kadar tüm eylem ve sembolleri 2006’da öldürülen Zerkavi’ye ne derece borçlu olduklarını ortaya koyuyor. IŞİD militanları, Warrick’in kaynaklarından birinin söylediği gibi, Zerkavi’nin çocuklarıdır.”
The New Yorker

Joby Warrick, “Siyah Bayraklar”, A7 Kitap, İstanbul, 2016, 400 sayfa

Tepe

Mezopotamya’da, Göbeklitepe’de 12 bin sene önce başlayan bir hikâye… Eskilerden bir ceylan ile yalnız bir adamın yolculuğu. Harikulade çizgi ve renklerle bezeli bir maya masalı. Tarihin bilinen ilk ve en büyük tapınağına, uygarlığın karanlık kıvılcımları çakıldığı zamana; insan türünün içindeki doymak bilmeyen delikten içeriye doğru süzülen mistik bir çizgi roman.

“Senin zamanında değil… Benim zamanımda da değil… İnsanın hayvanlıktan çıkmaya başladığı zamanda… Hayvanların zamanının sona ermeye başladığı zamanda… Yalnız, yaşlı ve taze dünyanın insan eliyle değişmeye başladığı zamanda…

İnsanın içindeki deliğin açılmaya başladığı zamanda… Yalnız, yaşlı ve hala taze dünyada…”

Fırat Yaşa, “Tepe”, Karakarga Yayınları, İstanbul, 2016, 200 sayfa

Maviye Boyanmış Sular

Cemil Kavukçu’nun deniz temalı öyküleri bir arada… Öyküseverlerin, Cemil Kavukçu hayranlarının, deniz öykülerine meraklı olanların kaçırmaması gereken çok özel bir seçki…

Bir deniz günlüğü tutmadım. Gemide çalıştığım yıllarda da bir ikisi dışında denizle ilgili öykü yazmadım. Anlatıldıklarında ilginç gelebilecek bazı olayları öyküleştirmeyi hiç düşünmedim. O ortamdan uzaklaştıktan sonra bende bıraktığı izlerin bazıları öykü kapılarımı çaldı. Bu hep böyle olur; belki de bir özlemdir. Yazın kış koşullarındaki öyküler, soğuk kış günlerinde ise bunaltıcı sıcaklar çağırır beni.

Değişik zamanlarda yazdığım deniz öykülerimin bir arada olmasını çok istiyordum. Onları toparlamak için kitaplarımı taradığımda şaşırdım; çok dağınıktılar ve sayıları sandığımdan azdı. On beş yılın ürünü sadece on üç öyküydü.

Cemil Kavukçu, “Maviye Boyanmış Sular”, Can Yayınları, İstanbul, 2016, 136 sayfa

Sayısız

“Aç kalan ve yiyecek bir şeyi olmayan biri için suç sözcüğü ne ifade eder?”

Burjuvazinin üzerinde bir hayalet dolaşıyor, hatta dolaşmakla kalmayıp cisme kavuşuyor, bahçelere, evlere, orta sınıf ailelerin konforlu hayatına giriyor. Sayısız, dünya ülkelerinin eşitsiz gelişiminin, Batı’nın zenginleşip semirmesinin sonunu işaret ediyor bize.

Mülteciler ellerinden alınanları parça parça da olsa toplamak üzere geri geliyor.

Elvis Peeters, müthiş gözlem yeteneği ve olanı olduğu gibi anlatmadaki cesaretiyle günümüzün realist romanına kuşkusuz yeni bir soluk getiriyor. İnsana dair iyi-kötü, aşağı-yüce ayrımı yapmadan, neredeyse natüralist bir havayla mültecilerin yaşadıklarını anlatırken, kariyerinde yükselmiş, evi, arabası, karısı, çocukları, her şeyi yerli yerinde Avrupalı, beyaz, imtiyazlı erkeklerin; zarif ve kırılgan ev hanımlarının rahatlarının bozulmasından duydukları endişeyi de iliklerinize kadar hissettiriyor.

Kendi ülkesi Hollanda’da De Gouden Dil ve Libris Edebiyat Ödülü gibi prestijli ödüllere aday gösterilen Sayısız, çağdaş dünyanın esirlerinin haykırışı ve zamana yayılmış başkaldırısı olarak okunmayı hak ediyor.

Elvis Peeters, “Sayısız”, Çeviren Gül Özlen, Tekin Yayınevi, İstanbul, Mayıs 2016, 208 sayfa

Çabuksığınlar

Çabuksığınları tanıyor musunuz? Yok, hayır, haritalara bakmayın, eski atlaslara da, çünkü Çabuksığın diye bir ülke yok. Çabuksığınların evleri her yer ya da hiçbir yer, özellikle de hiçbir yer. Neden özellikle hiçbir yer? Çünkü bir yerde doğanlar ve sadece doğdukları yerde evlerinde yaşayanlar Çabuksığınları sevmiyorlar, hatta onların evlerine yakın yerlerde doğanlar bile sevmiyor onları…

Günümüzün en çetrefil insani sorunlarından bir tanesi göçmenler ve sığınmacılar hiç kuşkusuz. Peki bu sorunun çözümü ne kadar insani?

Çabuksığınlar’da, yeryüzünün bu ortak acısını olağanüstü bir hüzünle işleyen Jean-Claude Grumberg’in hikâyesine Ronan Badel’in muhteşem çizimleri eşlik ediyor.

Büyükler de, küçükler de unutmamalı: Bazen bir hikâye dünyayı değiştirir…

Jean Claude Grumberg, “Çabuksığınlar”, Çizen Ronan Badel, Çeviren Simla Ongan, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2016, 88 sayfa
Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim