İstanbul Araştırmaları Enstitüsü bünyesindeki “İstanbul ve Müzik” Araştırma Programı (İMAP)’nın düzenlediği konuşma etkinlikleri araştırmacı Harun Korkmaz’la devam ediyor. 15. yüzyıldan 19. yüzyıla uzanan bir süreçte taşradan İstanbul’a doğru yaşanan hareketliliğin, şehrin müziği üzerindeki etkilerini ele alacak olan konuşma, 13 Kasım 2020 Cuma günü Zoom uygulaması üzerinden izlenebilir.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde bulunan ve İstanbul’un çok yönlü müzik kültürünü çalışmalarının odağına alan “İstanbul ve Müzik” Araştırma Programı (İMAP), konuşma etkinliklerine kaldığı yerden devam ediyor. Faaliyete geçtiği 2018 yılından bu yana çeşitli arşiv çalışmaları, konserler ve sözlü etkinliklerle önemli bir kitleye ulaşan program, Bizans, Osmanlı ve cumhuriyet İstanbul’unun, Avrupa’dan Orta Doğu’ya kadar geniş bir coğrafyadan beslenen zengin müzik kültürünün, kapsayıcı ve bilimsel bir biçimde gündeme geleceği alanlar açmayı hedefliyor.
Müzisyen ve araştırmacı Derya Türkan’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek İMAP konuşmasında, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü araştırma görevlisi Harun Korkmaz, “Osmanlı İstanbul’unda Müzik Üreten Taşralı Bestekârlar” ile ilgili çalışmalarını aktaracak.
Yeni müziğin temelleri de 1453’te atıldı
İstanbul’un fethinden kısa bir süre sonra, muhtelif bilim dallarında önde gelen pek çok âlim ve sahasında isim yapmış sanatkâr İstanbul’a davet edildi. Davete icabet edenlerin çoğu hayatını burada sürdürdü ve talebeler yetiştirdi. Böylece İstanbul’un yeni müziğinin temelleri de atılmış oldu. Padişahlara sunulan musiki eserleri yazıldı ve İstanbul dışından gelen bestekâr ve müzisyenler şehrin müzik tarihinde kalıcı izler bıraktı. İstanbul’a gelmeyen ve şehirdeki kültür mahfilleri tarafından onaylanmayan bir sanatkârın Osmanlı coğrafyasında şöhret kazanması artık pek mümkün değildi. Dolayısıyla bir hüneri olan, bilgisini göstermek isteyen pek çok sanatkâr İstanbul’a geldi, şehir sürekli göç aldı. Taşradan İstanbul’a gelen sanat erbabı şehrin kültür hayatına ciddi bir hareket getiriyordu. Nota kullanılmayan ve eserlerin yalnızca hocadan talebeye meşk yoluyla aktarılarak yaygınlık kazandığı bu musiki evreninde 25–30 senede bir repertuvarda, kullanılan enstrümanlarda, bu enstrümanların yapısal özelliklerinde, beste türlerinde, makam ve usullerin kullanım sıklığında ciddi dönüşümler yaşandı.
“Osmanlı İstanbul’unda Müzik Üreten Taşralı Bestekârlar” başlıklı konuşma, 13 Kasım 2020 Cuma günü saat 18.00’de Zoom uygulaması üzerinden izlenebilir. Etkinlik dili Türkçedir. Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek etkinliğe İstanbul Araştırmaları Enstitüsü web sitesindeki rezervasyon formunu doldurarak kayıt olabilirsiniz.