KİTAP
17 March 2016

PERŞEMBE BEŞLİSİ

Perşembe Beşlisi

Kitap kurtlarına yeni bir haftada yeni bir beşli hazırladık. Okumak hafızayı diri, insanı ayakta tutar! İyi okumalar!

Nasıl hayatta kalınır?
Periyodik Tablo, 20. yüzyıl İtalyan edebiyatının dünyaca ünlü yazarı Primo Levi’nin Auschwitz toplama kampından önceki ve sonraki yıllarını anlattığı otobiyografik öykülerinden oluşuyor. Türkçede ilk kez yayımlanan ve Levi’nin berrak bir üslupla anlattığı öyküler, yazarın ait olduğu İtalyan Yahudi cemaatinin kültürüne, ırkçılığın neden olduğu yabancılaşmayla geçirdiği buhranlı öğrencilik yıllarına ve İkinci Dünya Savaşı’nda onu Auschwitz’e kadar götürecek koşullara edebi bir ışık tutuyor.

Levi’nin Mussolini İtalyası’nda toplumsallık ile bireysellik, bilinç ve bilinçaltı, ideal ve gerçek arasında bölünen yabancılaştırılmış bir bireyin yaşadıklarını metaforlarla anlattığı, dostluk ve dayanışmayı temel alan bu kitabı 2006 yılında İngiltere’deki Kraliyet Bilim Enstitüsü tarafından en iyi bilim kitabı kabul edilmiştir. Levi’nin bir kimyager olarak maddeye, bir insan olarak da manaya erişmek için çıktığı arayışta bulduğu kişisel ve entelektüel unsurlar, okuyucuya hem insana hem de doğaya dair eşsiz bir hazine sunuyor.

Periyodik Tablo (Hayatta Kalma Öyküleri), Primo Levi, Çeviren: Feza Özemre, Kırmızı Kedi, 224 s.

Birhan Keskin’den kargo var
Kim Bağışlayacak Beni, Ba, Y’ol ve Soğuk Kazı kitaplarının ardından Birhan Keskin’den yeni şiir kitabı: Fakir Kene altı yıl aradan sonra şiir tutkunlarıyla buluştu. On dokuz şiirden oluşan kitap özellikle toplumsal duyarlılığı derin şiirleriyle dikkat çekiyor. Kitabın başlangıç şiiri olan “Kargo”dan şu alıntı ise, şairden okuruna bir teselli, bir şifa niyetine…

Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir
okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N’olcak ki,
bırak patronlar seni kovsun!
Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça,
(bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun.

Fakir Kene, Birhan Keskin, Metis Yayıncılık, 80 s.

Tanpınar’ın izinde beş şehri gezelim mi?
Ahmet Hamdi Tanpınar hayatının belli dönemlerinde yaşadığı beş şehri yeniden ziyaret ederek Türk edebiyatının unutulmaz denemelerini kaleme almıştı. Yaklaşık yetmiş yıl sonra bambaşka bir coğrafyadan gelen Alberto Manguel ise Tanpınar’ın yazınsal kılavuzluğunda aynı şehirlere giderek izlenimlerini, gözlemlerini, benzersiz birikimi ve deneyimleriyle harmanlayarak okura aktarıyor. Büyük yazarın izinden gittiği şehirler ise, Ankara, İstanbul, Erzurum, Konya ve Bursa.

“Hemen hemen yüz yıl sonra, Buenos Aires’te doğan ve büyükbabam gibi doğum yerini terk ederek seyahat eden ben, İstanbul’a ilk kez on altı yaşımdaki oğlumla, büyükbabamın hayal gücünü böylesine esir almış şehri keşfetmek için geldim…”

“Pera Palas otelinin balkonundaki ilk akşamımızda büyükbabamın ufukta bir yangın var sanmasına yol açan aynı günbatımı, onun torunu ve büyük torunu için aynı ihtişamla yanıyordu. Belki de böyle anılar bir kuşaktan diğerine bilinçsizce geçirilebiliyordur, benimle oğlumun balkondan gördüğü de, yıllar önce büyükbabamın gözlerinin önünde meydana gelen şeydi ve biz de şimdi onun yerine hatırlıyorduk.”

Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir, Alberto Manguel, Çeviren: Kutlukhan Kutlu, Sevin Okyay, Yapı Kredi Yayınları, 104 s.

“Kırık inceliklerin şairi”

“Behçet Necatigil’in büyük edebi çabası noktalanalı yıllar geçti. Bununla birlikte bu değerli eser, asıl okurunu, öyle sanıyorum ki, gelecek bir zamanda bulacaktır. Bugünün kısır ortamında, Necatigil ancak gerçek edebiyat tutkunlarının başucu şairi. Fakat yarının edebiyata saygılı uygar çocukları onun şiirinden derin anlamlar devşirecekler. Kırık İnceliklerin Şairi: Behçet Necatigil, benim okuyup anlamaya çalışma notlarımdan ibaret bir yazıdır.”

İşte böyle açıklıyor kitabın çıkış nedenini Selim İleri. Küçük küçük aldığı notları ve şairin bizlere bıraktığı büyük mirası aktarıyor satır satır. Şöyle diyor Necatigil, “Haltercümesi” şiirinde:

Kapalı kaynar tencerem bilinmez
Et mi pişer, dert mi pişer.
Çağırmadılar ki beraber gidelim,
Gittiler birer ikişer.

Kırık İnceliklerin Şairi: Behçet Necatigil, Selim İleri, Everest Yayınları, 130 s.

Çanakkale 1915
25 Nisan 1915’ten 9 Ocak 1916’ya dek Avustralya, Yeni Zelanda, Büyük Britanya ve Türkiye’den birlikler Gelibolu yarımadası için şiddetli bir mücadeleye girişti. İtilaf kuvvetleri Çanakkale Boğazı üzerinden Rusya’ya uzanan bir denizyolu geçidi oluşturmak ve Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u ele geçirmek istiyordu. Daha fazla sayıda ve daha iyi teçhiz edilmiş birliklere sahip olmalarına karşın İtilaf kuvvetleri cesur ve işini bilen Türkler karşısında ağır kayıplar verdi. Savaşa katılan üç ülkeden üç yazarın uzman gözüyle ülkelerinin hikâyelerini ve muharebenin etkilerini anlattıkları Gelibolu kitabı Çanakkale Savaşı’na benzersiz bir yaklaşım sunuyor. Gelibolu Anzaklar için Anzak ruhunun doğum yeri, İngilizler için Winston Churchill’in neredeyse çöküşü, Türkler içinse Kurtuluş Savaşı’nın temellerinin atıldığı tarihi bir dönüm noktasıdır.

Çanakkale 1915, Haluk Oral, Julian Thompson, Peter Pedersen, İş Bankası Kültür Yayınları, 68 s.
Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim