Bu haftanın #perşembebeşlisi’nde yine, yeni beş kitap var. Köşe yazılarıyla tanıdığımız Özgür Mumcu’nun ilk romanı “Barış Makinesi”, grafik romanın etkileyici ismi Daniel Clowes’un Türkçeye çevrilen ikinci grafik romanı “Patience”, Oya Baydar’ın Diyarbakır izlenimlerini içeren “Surönü Diyalogları”, Modern İsrail şiirinin büyük ismi Yehuda Amihay’ın şiir kitabı “Tanrı Belki Esirger Aşkı” ve Adalet Ağaoğlu’nun kocasına ithaflarının toplandığı “Halim’e İthaflar” bu haftanın misafirleri…
Barış Makinesi
İnsanlık tarihinin en büyük icadı çalışacak mı?
“Barış makinesi evvela sinirlere, ruhlara, zihinlere tesir edecek, böylece harp makinelerine el sürmek kimsenin aklından dahi geçmeyecek.
Krallar, sultanlar, kraliçeler, tiranlar defedildikten sonra, bütün devletlerde ahali söz sahibi olacak.
İşte o gün bir makine dünyaya barışı getirecek.”
Mıknatıs dağının gölgesinde hür irade ve kaderin işbirliğiyle tanışan Arif Bey, Mösyö Pierre. Bir tekerlemenin tekerinde dünyayı
kateden bitirim yetim Celal.
Aşk müptelası Dragan.
Duru zekâsı ve keskin güzelliğiyle Céline.
Sahir, Jean, Mösyö Komiser ve biz, hepimiz…
Filozoflar ve kâtipler, kibar hanımlar, mihraceler ve esirler, ateşi icat edenlerle atomu parçalayacak olanlar, ölülerini gömmeyi
ilk akıl edenlerle İskenderiye Kütüphanesi’ni yakanlar, hiç aşı olmamışlar, bakirler ve seferlerde iskorbütten ölmüşler, bir geyiğin
avına gidip de hiç dönmemişler…
Özgür Mumcu’dan topraklarımızda başlayıp sınır ötesine uzanan, tam zamanında bir ilk roman: Barış Makinesi.
Patience
“En İyi Özgün Senaryo” dalında Oscar’a aday gösterilen Ghost World’ün (Hayalet Dünya) yazarı Daniel Clowes’un son eseri. Patience,
şiddetli yıkımlardan en derin kişisel hassasiyetlere uzanan; yazarın kendi eserlerine özgü, olağanüstü bir incelikle yol alan
saykodelik bir bilim-kurgu aşk hikâyesi. Bu 180 sayfalık, tamamı renkli orijinal grafik roman, Daniel Clowes’a hayatının en canlı ve nefes kesici sayfalarından birkaçını çizme ve şimdiye kadarki en merak uyandırıcı, şaşırtıcı ve etkileyici öyküsünü anlatma fırsatı tanımış. Baştan sona tamamı renkli illüstrasyonlarla kaplı.
“Clowes kendisini ortaya koyabilen, özgün bir yazar. Patience bilim kurgunun hakkını veren nadir bir zamanda yolculuk öyküsü.”
Guillermo del Toro
Tanrı Belki Esirger Aşkı
Modern İsrail şiirinin büyük ismi Yehuda Amihay, yapıtlarında konu edindiği savaşları, ayrılıkları, acıları ve en çok da aşkı ince bir sitem, zarif bir itirazla karşılıyor, “Ve yalnızlık,/ seninle hiç birlikte bulunmadığımız / bir yerde / bulunmaktır” diyerek aşkın İbranicesi “ahava” sözcüğüne can katıyor.
Cennet Tanrı’nın cennetidir ve yeryüzü insana bahşedildi.
Fakat altından ve mermerden tapınaklar kimin?
Ve mezuzayı öpen adamların kaçı
öyle bir aşkla öpüldü bir kadın tarafından
Cennet Tanrı’nın cennetidir
ve yeryüzü insana bahşedildi,
fakat masa kimin ve kimin elidir masadaki?
Çağdaşımız bu şair, özellikle Batı dünyasında şiirin bilmeceye dönüştürüldüğü, sözcükler arasındaki ilişkilerin yaşanmışlıktan doğmayıp yapay bir kurgudan oluşturulduğu bir süreçte, yapıntı duyarlıkların değil hakiki yaşanmışlıkların, ümitlerin, ümitsizliklerin, çocukluğun, aşkın, ailenin, bir tutkunun doğuşunun ve bitişinin, kaçınılmaz bir yazgı olan yaşlılık ve ölüm gerçeklerinin şiirini yazıyor. Sözcüklere yumuşak dokunuşlar, somut ve sarsıcı metaforlarla…
Surönü Diyalogları
Yaşamakta olduğumuz acılı günlerde, Diyarbakır Surönü’nde bir tanıklık, yüzleşme ve kendimizle hesaplaşma denemesi… Batı’dan gelen Türk’ün bakışı ile yakılıp yıkılmış bölge insanının içeriden bakışının dramatik karşılaşması. “Hendekçi çocukları hendeklerin arkasından çıkarıp önüne geçirmek için ne yaptık? Onlara eşit ve özgür yaşayacakları bir ülke verebildik mi?” sorusuna cesur ve içten bir cevap arayışı.
Her ölümün bizi birbirimizden biraz daha uzaklaştırdığı bu savaş günlerinde, Oya Baydar barışı neden bir kez daha ıskaladığımızı iki
tarafa da soruyor.
Siyaseti aşan, yürekten gelen, duygularla örülmüş bir barış çığlığı…
Halim’e İthaflar
Adalet, ilk kitabı basılmadan önce onu bana ithaf edeceğini söyledi. Ben de “Kitaba basılmasın da, baskıdan sonra bana elle yazacağın bir ithafla kitabı armağan et,” dedim. Bu armağanlar bugüne kadar sürdü. Her kitabın her baskısından bir adet, ithaflı haliyle bana en güzel armağan oldu.
Halim Ağaoğluİthaflar özenle okunduğunda, bir yazarın eserlerine yayılmış yaşam psikolojisi de izlenebiliyor. Bu kitapların verilerinden
hareketle, bir bibliyografya ve bir kitap kültürü envanteri de ortaya çıkıyor. Ve bunu Halim Ağaoğlu’na borçluyuz. Her ithaf bir tür yaşam levhası, dilek, teşekkür ve yazıt aynı zamanda. Dünyadan yazıyla geçişin izleri. Erkekle kadın arasında düelloya kadar varan haller, iç çekişler, mutluluk şakımaları ve elbette yer yer parmak sallayışlar. Zaten Halim Bey “İlişkimizin o anki durumuna göre yazardı Adalet!” diyor…
Ömer Erdem