Ve Öyküler
Güngezgini adlı şaheserle gönüllerimizi titretip fethetmiş olan Fábio Moon ve Gabriel Bá, “Ve: Öyküler” adlı bir başka eserle daha karşımızda: “Ve: Öyküler”
İkizler, bu hikâyelerde; yazar ve çizer rollerini bazen değiş tokuş ediyor, bazen ortaklaşa, bazen tek başlarına yaratıyorlar anlatılarını. Memleketleri Sao Paulo’nun şehir hayatının gerçeklerinden ve arka plandaki Latin Amerika büyüleyici gerçekçiliğinden beslenen, insan hayatına dair sayısız detayla dolu samimi öyküleri, ikilinin şimdiye dek basılmış en kişisel çalışmalarının toplandığı bu eşsiz külliyatta bir araya geliyor.
Yalnızlık Paylaşılmaz
DİYEK
Türkiye’de İstanbul ne ise,
İstanbul’da gece ne ise,
Gecede yürümek ne ise,
Yürürken düşünmek ne ise,
Seni unutmamacasına düşünmek ne ise,
Unutmamanın anlamı ne ise,
Seni sevmek ne ise,
Saklayayım, yok söyleyeyim derken
Birden aşka düşmek ne ise.
Her neyse..
İlk basımı 1978’de yapılan “Yalnızlık Paylaşılmaz”ın bu özel baskısı Özdemir Asaf’ın özgün elyazmalarıyla daktiloya çekilmiş müsveddelerini bir araya getiriyor.
Her zaman aza indirgeme ilkesiyle, dokunaklı söyleyişiyle, kendine özgü şiir mantığını kuran Özdemir Asaf, şiiriyle her dönemde genç kuşakların ilgisini çekmiştir. “Yalnızlık Paylaşılmaz” otuzbeş yılı aşan serüveninde hâlâ taze, şairin yazı masasına düşen ışıkla bütün yalnızlıklara seslenmeyi sürdürüyor.
Çifte Alev
Aşk ve Erotizm
Denemenin yüz sayfa kadar süreceğini tasarlamıştım, ama yazdıkça yeni görünümler açıldı önümde. Ne var ki, yazı zorlayıcı bir kendindenlikle büyümeyi sürdürüyordu.
Sonunda aynı doğallık ve aynı zorlamayla sözcükler tükendi. Gözlerimi ovuşturdum: Bir kitap yazmıştım. Sözümü tutmuştum.
Octavio Paz
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Octavio Paz’dan, ilkgençliğinden olgunluk çağına kadar izini sürdüğü aşk, erotizm ve cinselliğin farklı görünümleri üzerine düşünsel bir yolculuk. Paz, insanoğlunun ölüme meydan okumak için bulduğu en güçlü yanıtlardan biri olan aşk ve erotizmin billurlaşma, yüceltme, saptırma ve yoğunlaşma anlarına odaklanıyor. Antik çağlardan günümüze, Sappho’dan Dante’ye, Marquis de Sade’dan Fourier’ye, Madame Bovary’den Ulysses’e uzanan bir coğrafyada aşk ve erotizmin edebiyatı beslemeyi sürdüren çifte alevinin ışığında kışkırtıcı ve derin bir keşfe çıkıyor.
Ne yapabilirim?
Rüyalarımız tekdüzeleşir,
Böl-yönet düzeninde
Birey yüceltilip bencilleştirilirken,
Aidiyetlerimizin gönüllü köleleri,
Belirlenmiş seçeneklerin kalebentleriyiz.
Her gün yeni felaket haberiyle uyanıyorum.
Ne yapabilirim?
Vicdanın sızlarken sen ne yapabilirsin?
Biz ne yapabiliriz?
Gündüz Vassaf, Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostallar’da bir harekete, örgüte, partiye, hatta ideolojiye bağlı olmayanlara sesleniyor. Kötümserliğe kapılıp edilgenleşmeye, değişimin ertelenmesine, değişimi kendimizden başka yerlerde aramaya karşı çıkıyor. Okurunu, çaresiz çırpınışlarda tükenmeden “ne yapabilirim”i düşünmeye davet ederek yeni bir yaşam ahlâkını tartışmaya açıyor…
“Düş gücünün avukatı” Gündüz Vassaf’tan barışa, özgürlüğe, haksızlıkları vurgulamaya, düşlemeye, değişime, birlikteliğe, geleceğe dair şiirsel bir kitap…
Rüyalarımız, her yerde, her koşulda.
Darwin’in eksiği, evrim teorisinde umuda yer vermemiş olması. İnsandan başka yarını yaşayan tür var mı?
Vegan Beslenme
Bu kitap size değişikliğe, daha uygar, etik ve daha sağlıklı bir beslenmeye davet ediyor. Hayvansal ürünlerle beslenmek yalnız kalp damar hastalıkları ve kanseri değil, başka pek çok hastalığı da tetikler. Buna karşılık vegan beslenme, yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun, herkesin sağlığını olumlu etkiler. Doğru beslenmeye ne kadar erken yaşta başlarsanız, sağlıklı yıllarınız o kadar uzun olur. Bugünden bitkisel beslenme alışkanlığı kazanarak gelecekte kalp krizi, felç, şeker, kanser gibi hastalıklara yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz.
“Vegan Beslenme” diğer canlıların yaşama arzularına saygılı olmak adına, kendini değiştirme yoluna gitmenin ilk adımıdır. Her gün modern dünyadaki ilerlemelerden, uygarlıktan, özgürlüklerin gelişmesinden, bahsedip duruyoruz; dünya gerçekten değişiyorsa, gerçekten özgürleşiyorsa, kendi çıkarlarımız için başka canlıları öldürmeye son vermemiz gerekmez mi? İnsanlığın bugüne kadar tüm savaşlarda öldürdüğü insan sayısından daha fazla hayvanı bir haftada öldürüyoruz. Uygar olduğu iddiasındaki günümüz insanının, duyguları olan bir yaratığı öldürmesini ya da acı çektirmesini kabul edemeyiz.