KİTAP
9 June 2016

#PERŞEMBEBEŞLİSİ

#perşembebeşlisi

Bu haftaki seçkinin ilk kitabı bizi 1930’lar Almanyasına götürüyor. “Bok Yoluna Gitmek” politik ve ahlaki yozlaşmanın sınırları nedir sorusunu cevabını merak edenlerin baş ucu kaynağı olacak. İkinci kitabımız yaz tatiline hazırlanan çocuklara özel: “Mıstık, Seni Anlamıyoruz!” yazı yazmayı seven ama yazdıkları anlaşılmayan bir çocuğun resimli öyküsü… Üçüncü sırada yeniden baskısı yapılan bir tarih kitabı var. Araştırmacı yazar Necdet Sakaoğlu’nun titiz çalışmaları sonucunda 1968 yılında günümüz Türkçesine çevrilen “Duru Tarih” yeni baskısıyla raflarda… David Boratav’ın Türkçe yayımlanan ikinci kitabı, ailesinin izinde yaptığı Türkiye yolculuğunu gözler önüne seriyor. Bu yolculuğun başrolünde Pertev Naili Boratav var. Bu haftanın beşinci ve son kitabını çizgi roman severlerin ilgisine sunuyoruz. Eisner ödüllü kardeşler Fábio Moon ve Gabriel Bá’nın “Güngezgini” kitabı kardeşlerin Türkçeye çevrilen ilk kitabı… İyi okumalar!

Bok Yoluna Gitmek

“Çöküş ve ahlaki çürümeye karşı, devlet ve ailede namus ve disiplin için; Heinrich Mann, Ernst Glaeser ve Erich Kästner’in yazdıklarını ateşe veriyorum.”

10 Mayıs 1933’de Berlin Opera Meydanı bu sözlerle yankılanırken, Kästner kenarda, kitaplarının genç Naziler tarafından yakılışını izliyordu.

Kästner’i faşist histerinin hedef tahtasına oturtan eserlerinin arasında Bok Yoluna Gitmek de vardı. Almanya’daki politik ve ahlaki çöküşü eleştiren ve yükselen Nasyonal Sosyalist tehlikeye karşı insanları harekete geçmeye çağıran roman, uyarıcısı olduğu yozlaşmanın hışmına uğramıştı. Üstelik ikinci kez! İlk yayımlandığı sırada, Naziler henüz iktidarda bile değilken ağır bir sansüre uğrayan kitap, bu kez tamamen yasaklanıp ateşe mahkûm edilmişti.

Elinizdeki edisyon, bu önemli eserin, yayınlanışından yıllar sonra, Sven Hanuschek’in yoğun mesaisi ve değerli editörlük notlarıyla titizlikle hazırlanan sansürsüz tam metnidir. 1930’ların Almanyası’ndan 2000’ler Türkiyesi’ne dikkate değer bir pencere açacağını düşündüğümüz Bok Yoluna Gitmek, politik ve ahlaki yozlaşmanın sonuçlarıyla erken bir yüzleşme şansı veriyor…

Erich Kästner, “Bok Yoluna Gitmek”, Çeviren Suzan Geridönmez, Sel Yayıncılık, Haziran 2016, 302 sayfa

Mıstık, Seni Anlamıyoruz!

Mıstık yazı yazmayı çok seviyor, heyecanla eline geçen her türlü kâğıda yazıyor. Düz beyaz kâğıtlara, mavi çizgili kâğıtlara, hatta peçetelere, kâğıt mendillere… Ne mi yazıyor? İşte onu kimse bilmiyor, çünkü yazdıklarını okuyanlar hiçbir şey anlamıyor. Mıstık’ın kelimeleri, kâğıdın üstünde yan yana dizilince anlaşılmaz oluyor. Sanki ya bir şeyler eksik ya da bir şeyler fazla. Yanlış olan ne acaba?

Tülin Kozikoğlu, “Mıstık, seni anlamıyoruz!”, Resimleyen Uğur Altun, İletişim Yayınları, 55 sayfa

Duru Tarih

Duru Tarih (Tarih-i Sâf), Emevi halifesi Muaviye’den (661-680) Osmanlı padişahı I. Ahmed’e (1603-1617) VII-XVII. yüzyıllar boyunca İslam ülkelerinde halife, sultan, padişah olarak saltanat sürenlerin bir panoramasıdır. Günümüzde yaşanan kimi olgu ve olayların, Ortadoğu İslam tarihindeki izdüşümlerini, halifelik sultanlık yaklaşımlarını ulema sınıfından, babası şeyhülislam kendisi kadıasker-müderris, dindar bir Osmanlı yazarının kaleminden okumak, günümüz insanlarına yeni bakışlar aralayacaktır. Bostanzâde Yahya Efendi’nin, 400 yıl önce çocuk yaşta tahta çıkan I. Ahmed’e “tarihten ders al” düşüncesiyle yazıp sunduğu bu özgün kitap, İslam dünyasının ilk 10 yüzyılındaki egemenleri tanıtan klasik bir yapıttır.

Yazma nüshaları bulunmayan Tarih-i Sâf’ın 1870 tarihli Arap harfli basımını, Necdet Sakaoğlu 1968’de, “Eski Eserlerin Bugünkü Dile Çevirilmesi” konulu Milliyet Karacan Armağanı Yarışması için hazırlayarak “birinci” olmuştur. Yıllar sonra Alfa Tarih yeni baştan hazırlandı.

Bostanzade Yahya, “Duru Tarih”, Hazırlayan Necdet Sakaoğlu, Alfa Yayıncılık, 2016, 240 sayfa

Aile / Bir Türkiye Yolculuğu

2001 baharında Londra’daki işverenime sonbaharda izin yapacağımı haber verdim. Sonradan bu kitaba dönüşecek olan günlüğüme o zaman yazdığım gibi planım basitti: Dedem Pertev Naili Boratav’ın izinden giderek Türkiye’yi gezecek, onun
gençliğinde bazen tek başına, bazen karısıyla birlikte sık sık gittiği yerleri görecektim.

Bu kitabın yazarı, Pertev Naili Boratav’ın torunu. Boratav, Türkiye’nin öteden beri süregelen düşünce özgürlüğüne aykırı siyaseti yüzünden gittiği gönüllü sürgünde, Paris’te, hak ettiği saygıyı gören bir profesör olarak akademik çalışmalarını yürüttü ve ömrünün sonuna kadar da orada yaşadı. Eşi ve kendisiyle birlikte Fransa’ya götürdüğü oğlu orada evlendi, yeni bir aile kurdu, çocukları oldu. İşte yazar David Boratav o çocuklardan biri.

Fransa’da doğup büyüdükten sonra, dedesinin önemli bir biliminsanı olduğunu fark eden David Boratav, Aile’yi dedesinin çalışmalarına, Türkiye’ye ve ailenin Türkiye’deki kollarına dair merakıyla şekillendiriyor. Aile, yazarın bu merakla çıktığı yolculuğun anılarla örülmüş öyküsü.

David Boratav, “Aile”, Çeviren Seçkin Selvi, Can Yayınları, Haziran 2016, 96 sayfa

Güngezgini

Hayatınızın gerçekten başladığı gün hangisiydi? Hayatınız, 21 yaşında, hayalinizdeki kızla tanıştığınızda mı başladı, yoksa 11 yaşındaki ilk öpücükle mi? Çocuğunuzun doğumuyla mı, yoksa ilk gençlik yıllarınızda hayatınızı nasıl yaşayacağınıza karar verdiğiniz anda mı?

Eisner ödüllü ikiz kardeşler Fábio Moon ve Gabriel Bá, Güngezgini’nde hayatın ta kendisine dair sihirli, gizemli, bir o kadar da dokunaklı bir hikâye anlatıyor…

Fábio Moon, Gabriel Bá, “Güngezgini”, Çeviren Cenk Könül, Çizgi Düşler,  2016, 256 sayfa
Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim