KİTAP
21 April 2016

PERŞEMBE BEŞLİSİ

Perşembe Beşlisi

Poseidon’a Mektuplar

Deneme, roman, şiir, seyahatname gibi çeşitli yazın türlerinde eserler veren CeesNooteboom, Poseidon’a Mektuplar’da çoktan dünyayı terk etmiş bir Tanrı’yla, Antik Yunan mitolojisindeki deniz tanrısı Poseidon’la sıra dışı bir diyalog başlatıyor.

Poseidon’a Mektuplar’da bir gazete haberinden, tarihin kritik bir sahnesinden, Antik Yunan felsefesi ya da mitolojisinden, dünyanın uzak bir bölgesinde tanık olunan ilginç bir vakadan ya da okyanusun dibindeki bir yaşam mücadelesinden yol çıkan CeesNooteboom, farklı bakış açılarıyla, önsözde Alberto Manguel’in belirttiği gibi, “okurlara bilgelik kazandırıyor.” Ele aldığı her konuyu, karşılaştığı her gerçekliği köklü bir kültürün süzgecinden geçiren CeesNooteboom, okurları tüm acımasızlığına, kayıtsızlığına ve sessizliğine rağmen yaşam denen mucizeyi keşfetmeye çağırıyor.

CeesNooteboom, “Poseidon’a Mektuplar”, Çeviren: Burcu Duman, Everest Deneme, 224 sayfa

Bu Dünya Hepimizin

Bu Dünya Hepimizin, bütün canlılara kucak açan, doğa dostu öykülerden oluşan çok sesli bir kitap. Hüseyin Yurttaş genç okurlarını Eskimolarla tanıştırmak için önce Kuzey Kutbu’na götürüyor. Burası dünyanın en soğuk coğrafyası ve göz kamaştıran bembeyaz bir örtü, canlı cansız her yeri kaplamış. Aman dikkat! Fazla üşütmeden yeşile kavuşmak için güzelim orman öykülerine dalmanın vaktidir. Bu çağrıya kulak verin! Dünyanın kuytularında süren farklı yaşamları bu güzel öykülerle seyre dalın.

Hüseyin Yurttaş, “Bu Dünya Hepimizin”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 112 sayfa

Aşağı Nehir

62 yaşında karısı tarafından terk edilince hayatını sorgulamaya başlayan Ellis Hock, çareyi gençliğinin en mutlu günlerini geçirdiği Doğu Afrika’ya dönmekte bulur.

Malawi’nin Aşağı Shire bölgesindeki köy aradan geçen yıllarda büyük bir değişim geçirmiş, Hock’un zamanında getirdiği yeniliklerin hepsi yerle bir olmuş, zaman âdeta geriye doğru akmıştır. Yılanlardan Korkmayan Beyaz Adam olarak tanıdıkları Hock’u sevinçle karşılayan köylüler de değişmiş, daha açık gözlü, daha talepkâr, daha tehlikeli insanlara dönüşmüşlerdir. Yaşamının son perdesinde sığındığı köy, içinden çıkamadığı bir tuzağa dönüşür.

Paul Theroux, “Aşağı Nehir”, Çeviren: Saliha Nilüfer, Yapı Kredi Yayınları, 336 sayfa

Sis

“Ne büyük acılar ne de büyük sevinçler öldürür insanları; bu yüzden bu acı ve sevinçler, küçük küçük değersiz şeylerden oluşmuş muazzam bir sisle sarılı gözükürler. Evet, işte hayat dediğin; bir sis olup olacağı! Hayat bir sistir.”

Şair García Lorca’nın, yurttaşı Miguel de Unamuno’yu “ilk İspanyol” diye nitelemesi, yazarın, eserlerinde İspanya insanının psikolojisi ve karakterini ustalıkla belirlemesinden gelir. Unamuno’ya göre hayat ölümlüdür ama sanat hayatı ebedîleştirir. Belki tek teselli de budur. Sis’in kahramanı Augusto Perez, bu teselli imkânına işaret etmektedir. Unamuno bir sabah kapısının açıldığını, içeri Perez’in girdiğini hayretle görür. Ve onu öldürmeye karar verir…

Behçet Necatigil’in klasik çevirisiyle sunulan “Sis”, Unamuno’nun başyapıtlarından…

Miguel de Unamuno, “Sis”, Çeviren: Behçet Necatigil, Can Yayınları, 240 sayfa

Solak Defterler

“Pek çok yeni şiirimin yanı sıra, eski tarihli ama gün ışığına çıkmamış şiirlerimin de yer aldığı, kendi içinde bölümlenmiş bir toplam. Zamana yayılan defterlerin hem kendi içinde hem birbirlerine bağlandıkları yerdeki köprü ayağı… Farklı yıldızların aynı yörüngede döndükleri bir gökada.”

Murathan Mungan, “Solak Defterler”, Metis, 248 sayfa
Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim