BEŞİKTAŞ
16 March 2022

ORTAK GEÇMİŞ BEŞİKTAŞ

Ortak Geçmiş Beşiktaş

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın “Beşiktaş Yerel Tarih Projesi”, ilçenin 23 mahallesini ve 150 yıllık tarihini kapsıyor. Bu projeyle arşiv ve belge taramalarının yanı sıra sözlü tarih görüşmeleriyle Beşiktaş’ın hafızası gelecek kuşaklara aktarılacak.

Söyleşi: Görkem Kızılkayak Fotoğraflar: Görkem Kızılkayak, KBGV Arşivi

Beşiktaşlılar, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nı Beşiktaş’ın devlet okullarında yürütülen “Kültür Karıncaları” isimli projeleriyle tanıyor. Yıllardır süren bu eğitim projesi sayesinde Beşiktaş’ta yaşayan veya okuyan çocuklarımız yaşadıkları semti ve kenti daha iyi tanıma fırsatı yakaladı. Vakfın yeni projesi “Beşiktaş Yerel Tarih Projesi” adını taşıyor. Üç yıldır sürdürdükleri projeyi Vakıf Onursal Başkanı Faruk Pekin ve proje koordinatörü Ozan Torun’la konuştuk. Vakıf Başkanı Mustafa Kesim İstanbul dışında olduğu için sohbetimize katılamadı.

“Beşiktaş Yerel Tarih Projesi”ne geçmeden önce hem vakfın hem de kişisel olarak sizlerin Beşiktaş’la kesişiminizden bahseder misin?

Faruk Pekin: Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın başında FEST Seyahat Acentesi var. 1985’te kuruldu. Kurulduğunda Taksim dolayındaydı. Daha sonra Darphane bölgesine geldi. Ardından Barbaros Bulvarı’nda Yıldız’ın karşına taşındı. Sonra da bugünkü Balmumcu’daki yerine geldi. Kısa zamanda İstanbul’da çok sayıda güzergâh ortaya koyarken Beşiktaş semtiyle de ilgilendi. Tamamen Beşiktaş’a ait olduğunu söyleyebileceğimiz üç-dört gezi güzergâhı çıkardı. Bu çalışmalar sırasında arkeoloji, sanat ve tarih seminerlerine başlandı. Ama bu seminerlerde özellikle tarih bilinci, içinde yaşadığımız fiziksel coğrafya bilinci gündeme düşünce, bunları nasıl sahiplenebiliriz, nasıl geleceğe taşırız tartışmaları uzantısında 2003 yılında pek çok kişiyle birlikte Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı kuruldu. Bunun üzerine FEST üzerindeki seminerler vakfa vakfedildi. Vakfın en öne çıkan projesi “Kültür Karıncaları” oldu. Kültür Karıncaları çalışması ilk planda daha çok Beşiktaş’taki okullarda gerçekleştirildi. Bunu bir seri çalışmalar izledi. Bunun içerisinde Anadolu Selçuklu Yapı Envanteri de vardır. Perge’ye sütun dikme biçiminde çalışmalar da var. İşte bu çalışmalar içerisinde “Beşiktaş Yerel Tarih Projesi” gündeme geliverdi.

Benim kişisel Beşiktaş maceram ise şöyle: İzmir’den İstanbul’a gelmem 1964. Robert Kolej Yüksek Okulu’nda okumaya başladım. Bir süre sonra, 1966 yılında itibaren Öğrenci Birliği’nde bulundum. Türkiye Milli Talebe Federasyonu yönetim kurulu üyeliği yaptım. 1968-69 ders yılında da Robert Kolej Öğrenci Birliği başkanıydım. Robert Kolej Yüksek Okulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüşüm süreci “Robert Kolej Millileştirilmelidir!” sloganıyla benim başkanlığım döneminde başlatıldı. Tabii ki üniversite hayatım fazlasıyla Beşiktaş’ta geçti. O zamanlar öğrenci hareketinin merkezi İstanbul Üniversitesi’nde Dolmabahçe’deki İTÜ Yurdu’na taşınmıştı. Yurt tam sınırdır Beşiktaş’la Şişli arasında… Dolayısıyla Beşiktaş’la çok yoğun temasım oldu.

Ozan Torun: Nisbetiye ve Levent’te doğdum, büyüdüm. Beş-altı yıl kadar Yıldız’da oturdum,
sonra Akatlar’da, şimdi yine Levent’teyim. Vakıf da Beşiktaş’ta olduğu için saha kısmının ağır olduğu projelerde de seçilen araştırma bölgelerinde lojistik olanakları gözetelim istedik. Böyle bir yerel tarih projesinde neden Adalar, Bakırköy değil de Beşiktaş’ı seçmemizde buralı ve burada olmamız etkili oldu. Proje en başından beri sadece vakfın kendi gücü ve olanaklarıyla üç yılda bu aşamaya geldiği için Beşiktaş’ta olmamız avantajlı oldu.

“Beşiktaş Yerel Tarih Projesi”nin çıkış noktasını biraz anlatabilir misiniz?

Ozan Torun: Bu aslında hem bizim hem vakfın kültür tarihine ve gündelik hayata karşı merakımızdan kaynaklanıyor. Beşiktaş’a olan ilgimiz, belediyenin 1998’de Tarih Vakfı’yla birlikte yaptırdığı “Dünden Bugüne Beşiktaş” kitabıyla başladı. Çok beğendiğimiz, çeşitli çalışmalarda başvuru kaynağı olarak kullandığımız bir kitaptı. Fakat kültürel çalışmaların ve antropolojinin sağladığı katkıyla “Tamam orada bir hamam var, cami var ama bunun içindeki insanlar nerede?” sorusunun cevabını pek kimse araştırmamış diye düşündük. Malum bu tür çalışmalar tren kaçmadan önce yapılmalı. Zaten şu ana kadar yaptığımız bütün görüşmelerde istisnasız olarak bize “Keşke beş-on sene önce gelseydiniz.” dediler. Bu nedenle eski Beşiktaşlılar, yolu bir zamanlar Beşiktaş’tan geçmiş insanlar hayattayken, buralardayken onlardan Beşiktaş’ı bir dinleyelim istedik. Zaten en başından beri de niyetimiz de bu proje vesilesiyle bir tür ortak tarih yazımı yapmak. Bu proje hem araştırma, ortaya çıkma sürecinde hem de ana çıktısı olan web sitesini açtıktan sonra niyetimiz “Hadi Beşiktaşlılar bulmacanın çok eksik parçası var. Bunları sizin katkılarınızla tamamlamak istiyoruz.” diyeceğiz. Çünkü bu tür ortak bir geçmişin yazımı ancak ortak katılımla olabilir.

“Kültür Karıncaları Projesi”nin bu projeye faydası oldu mu?

Ozan Torun: Kültür Karıncaları, vakfın kurulmasına da vesile olan bir proje. Aşağı yukarı 20 yıldır aralıksız devam ediyor. Biz şu an o projenin içeriğini yenilemeye çalışıyoruz. Bu yenileme sürecinde de bir dizi pilot çalışma yapmamız gerekecek. Bugüne kadar mahalle-semt ayırımı yapmaksızın her çocuğun ihtiyacı olan bir proje olarak düşündük. Bir eğitim yılında Üsküdar’dan, Karagümrük’ten, Beşiktaş’tan, Kuştepe’den farklı okullarda dağınık bir şekilde çalıştık. Fakat bu Beşiktaş projesi ilçemizle ilgili çok fazla veri ve bilgi kazandırdı. Beşiktaş’ta yaklaşık 15 devlet okulu var. Muhtemelen projenin içeriğini revize ettiğimizde yine belediyeyle bir işbirliği kurarak, Beşiktaş’taki farklı mahallelerdeki dört-beş okulla, tabii ki projenin klasik uygulamaları olan Galata ve Sultanahmet’i dışarıda bırakmadan, özel Beşiktaş uygulamaları yapmayı planlıyoruz. Onlara daha ufak yaşlardayken yaşadıkları mahallenin, Beşiktaş’ın tarihini aktarabilelim.

“Beşiktaş Yerel Tarih Projesi”nin çerçevesinden ve sayısal verilerinden bahseder misiniz?

Ozan Torun: Kendimizi mekânsal ve zamansal olarak sınırlamamız gerektiğini düşündük, her
araştırmada olduğu gibi… Beşiktaş’ın son yüzyılı veya Beşiktaş’ın Cumhuriyet tarihi olarak sınırladık ama malum bazı şeylerin kökeni gerilere doğru gittiği için bazı maddelerimiz 1890’lara kadar uzandı. Beşiktaş’ın 23 mahallesini ve 150 yıllık tarihini içeriyor bu proje. İstisnai durumlarda ilçenin periferisine de uzandığımız oldu. Mesela Spor Sergi Sarayı’ndan söz etmesek olmazdı. Beşiktaş’ın ilçe düzeyinde 1930 ve 54’te geçirdiği iki değişimi temel aldık. Daha önce Topağacı ve Nişantaşı’nın Beşiktaş’a ait olması gibi, ya da bugün isimleri kaybolmuş olan Rumali Mahallesi, Şenlikdede Mahallesi gibi yerleri de işin içine kattık. Fakat en önemlisi gündelik hayat hikâyelerinin dışına çıkmamaya çalıştık. Örneğin bu projenin içinde Ortaköy Hamamı da var. Ama biz Mimar Sinan’ın hamamı hangi malzemeden, neden iki kubbeli olarak yaptığını araştırmıyoruz, o hamamın içinde yıkanan insanları araştırıyoruz. Ya da bir mezarlıkta yatan kişileri, bir ibadethanede ibadet eden kişileri, bir parkta oynayan çocukları araştırıyoruz. Şimdiye kadar bütün bu yaptığımız çalışmaları dokuz ana tema altında toparladık. Çocukluk, gündelik hayat, yeme-içme gibi dokuz ana temanın altında üçer-dörder tane olmak üzere 31 alt temamız var. Ana veri toplama yöntemlerimiz iki türlüydü. Bir tanesi malum arşiv taramaları, diğeri daha çok önem verdiğimiz sözlü tarih görüşmeleri… Süreli yayınlardan çok yararlandık. Ağırlıklı olarak 1927 sonrası 1792 kupür toplamışız. Onun dışında çeşitli kurum arşivlerinden 300’ye yakın kullanım izniyle beraber aldığımız görseller var. Beşiktaş’la özdeşleşmiş veya bir dönem Beşiktaş’ta yaşamış kurumların arşivlerinden bilgiler topladık. Deniz Müzesi, Şişli Terakki Lisesi, Kabataş Lisesi gibi… Bebekliler Derneği çok destek oldu hâlâ da oluyorlar. Mesela Beşiktaş çok futbol ağırlıklı olduğu için BJK arşivinden futbolcu ve basketbolcu dışında fazla veri çıkmayınca yolu Beşiktaş’tan geçen sporcular başlığı altında anmamız gereken eskrimci, gülleci, halterciyi Olimpiyat Komitesi arşivinden bulduk. Dolayısıyla bazen ihtisas kurumlarına doğru gitmemiz gerekti.

Sözlü tarih bölümünde ise 109 kişiyle video kayıtlı görüşme yaptık. Bu kişilerden yaklaşık 7
bin dakikalık video kaydımız oluştu. Bunlardan oluşturduğumuz 1922 hikâyemiz var. Görüşmelere
devam ediyoruz. Salgın bizi biraz zorladı. Öngördüğümüz dağılımın dışına çıktık. Bazı kişiler İstanbul dışına gitti gelmedi, bazıları salgın nedeniyle haklı olarak çekindi. Bu nedenle, mesela Bebek, Ortaköy, Vişnezade üzerine çok hikâye topladık, Arnavutköy’de beklediğimizden biraz daha az toplamış vaziyetteyiz, onları dengelemeye çalışacağız.

Projenin ana çıktısı bir web sitesi. En başından beri öyle tasarladık. Çünkü iki hedef grubumuz
var. Birincisi bizim kuşak, diğeri de o dönemleri yaşayanlar. Bir web sitesi olarak tasarlamamızın sebebi, topladığımız verilerin büyük bir kısmı öznel veriler olduğu için bunlar içinde hata veya tartışmaya açık veri olması çok doğal. Biz istiyoruz ki bu site erişime açıldıktan sonra bize şöyle talepler gelsin; “Şöyle yazmışsınız ama o dükkân o zaman açılmadı.” gibi… Bu tür hata bildirimleri, bilgi-belge-fotoğraf katkıları, sözlü tarih talepleri bizi en çok mutlu edecek şey. Çünkü Beşiktaş kazdıkça bitmeyen bir arkeolojik çalışma gibi bir bölge. Biz şu ana kadar web sitemize harita tabanlı olarak yaklaşık 800 adet nokta işledik. Şu anda işin son aşamasındayız. Bizi en çok zorlayan kısımda, her mahallenin esnafıyla ilgili çalışıyoruz. Mahallenin sembolü olan esnafla bire bir görüşmeler yapıyoruz. Onlar da gündelik hayatın bir parçası olarak kayıt altına alınsın istiyoruz.

b+ / 35. sayı / kış 2021
Haberi Paylaş:

Beşiktaş Belediyesi


BKS logo

© 2024 Beşiktaş Belediyesi. Sitedeki tüm metin ve görseller Beşiktaş Belediyesi'ne aittir. İzinsiz kullanılamaz.

F5 İletişim